Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

ATATÜRK, 'YENİ MECLİS SEÇMELİ' DEMİŞTİ.(13/04/2007)

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

i$m@il

i$m@il

Türkiye, belirsizliklerle örülü bir tartışma ortamında 11. cumhurbaşkanını seçeceği güne hızla yaklaşıyor. Bir yanda favori aday hem belli hem belli değil; öte yanda Meclis oturumunun hangi sayıyla açılacağı ise karanlıkta.
Tartışmaların en geç 15 Mayıs'ta başlaması gereken seçim turlarıyla biteceğini söylemek güç. Ama, cumhurbaşkanının kim olacağına ilişkin iki yapraklı papatya falının sonucunun 25 Nisan Cuma akşamı saat 21.00'de belli olacağı kesin. Çünkü o saatte cumhurbaşkanlığı için adaylık başvuruları sona erecek.
25 Nisan'dan sonra, en geç 20 gün içinde, yani 10 Mayıs'a kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde seçim turlarının başlaması gerekiyor.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. cumhurbaşkanı seçimi gerçekleştirilmiş olacak. 11. cumhurbaşkanını seçeceğiz, ama aslında 18'inci kez cumhurbaşkanlığı seçimi yapmış olacağız.
29 Ekim 1923'ten başlayarak ****** ve İsmet İnönü dörder kez, Celal Bayar 3 kez, sonraki cumhurbaşkanları Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer birer kez seçildiler. Evren'in seçimi doğrudan değil, dolaylı bir seçimdi; 1982 Anayasası'nın halk oylamasında kabulüyle Evren de cumhurbaşkanı seçilmiş sayıldı.
Bu yazı dizisinde, yukarıdaki sırayla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir özetini sunmaya çalışacağız. Özellikle de önümüzdeki seçim nedeniyle tartışma ortamında öne çıkan konuları geçmiş seçimlere bakarak irdeleyeceğiz. Örneğin bugün temsilde adalet konusu tartışıldığına göre, seçimi yapan parlamentolardaki üye sayısı ile seçilenlerin aldığı oy sayısına bakacağız. Ve de o öcü sözcükle ifadesini bulan "kriz"lere... Nitekim, bugün uzlaşma ve kriz sözcükleri ortalıkta çok dolaşıyor ya... Geçmişteki cumhurbaşkanlarının seçiminde uzlaşma-kriz ikilisine de göz atacağız. Hemen belirtelim; Evren'in dışında hemen her seçim öncesinde, ******'ünkiler de dahil, kriz ya da tartışma vardı. Ama sonuçta sandıktan mutlaka uzlaşma çıkıyordu, yani bir cumhurbaşkanı seçilmiş oluyordu. Eh, bu da demokrasinin tabiatı gereği değil miydi?

ATATÜRK, 'YENİ MECLİS SEÇMELİ' DEMİŞTİ.(13/04/2007) G
******, yeni Meclis'te seçilmeyi yeğledi
Bir yıl öne alınan 1931 genel seçiminden sonra, cumhurbaşkanının süresinin dolmadığı ve yeni seçime gerek olmadığı söylenince ******, cumhurbaşkanının yeni Meclis'çe seçilmesini savundu ve seçildi


İlk seçim 29 Ekim 1923'te cumhuriyetin ilan edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantısında yapıldı.
Seçim çok rahat bir ortamda gerçekleşmedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Milli Mücadele'yi Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde zafere ulaştırmış ve cumhuriyet ilan edilmişti. Ama cumhuriyetin ilanı Milli Mücadele kadrosu arasında görüş ayrılıklarına ve bazı kırgınlıklara yol açmıştı. Saltanatın kaldırılmasına karşı olanlar vardı. Cumhuriyetin ilan edileceğini Mustafa Kemal Paşa'nın kendilerine önceden bildirmemesine kırılanlar vardı. Örneğin Kazım Karabekir, cumhuriyetin ilanını Trabzon'da öğrenmiş ve kırgınlığını belli etmişti.
Aslında Milli Mücadele sırasında da, 23 Nisan 1920'den başlayarak 3 yıl görev yapan Birinci Meclis'te de Mustafa Kemal'e karşı olanların varlığı biliniyordu.
Bu 3 yıllık süreçte ******, Milli Mücadele'ye katılmayan ve görüş ayrılığına düştüğü önemli isimleri saf dışı bırakmıştı.

Cumhuriyet ve tasfiyeler
Birinci Meclis'te yasama-yürütme ilişkilerinin düzenlenmesi konusunda görüş ayrılığı çıkmış ve iki grubun oluşmasına yol açmıştı. Ayrıca öngörülen (Lozan) barış anlaşmasını bu Meclis'in kabul etmesinin güç olacağı da anlaşılıyordu.
Bu nedenlerle 11 Nisan 1923'te Meclis'in yenilenmesi kararı alındı. İki dereceli yapılan seçimlerde Mustafa Kemal, kendisiyle uyum sağlayacak adayların seçilmesi için çaba harcadı. Böylece, İttihat ve Terakki'nin önde gelenleri tasfiye edildi. Meclis'in çoğunluğu sonradan Halk Fırkası adını alacak olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerinden ve yandaşlarından oluştu. 11 Ağustos 1923'te açılan ikinci Meclis'in başkanlığına Mustafa Kemal Paşa, 2. başkanlığa Ali Fuat (Cebesoy) seçildi. İsmet Paşa (İnönü) başbakan oldu.
29 Ekim 1923'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini tek aday olan Gazi Mustafa Kemal kazandı. Muhaliflerin çabalarına karşın, Mustafa Kemal'in Milli Mücadele'yi kazanmış olması ve strateji dehası 1927 milletvekili seçimlerinden sonra 1 Kasım'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ****** ikinci kez seçildi. Her iki seçimde de tabloda görüldüğü gibi, oy kullanmayan milletvekillerinin sayısı dikkat çekiciydi.

Yeni Meclis, yeni seçim
Türkiye Büyük Millet Meclisi, görev süresinin bitmesine bir yıl kala erken seçim kararı aldı ve 5 Mayıs 1931'de milletvekili seçimi yapıldı. Meclis'te ant içme töreninin ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi.
İzmir Milletvekili Halil Bey'in cumhurbaşkanının 4 yıl için seçildiğini, henüz görev süresinin dolmadığını belirterek, yeni bir seçim yapılmasını gerek olmadığına söylemesi, uzun tartışmalara yol açtı. Bu arada ****** söz alarak (2007 seçimi öncesindeki tartışmalara da gönderme yaparmış gibi), şunları söyledi:
"Yeni bir Meclis oluşmuştur, bu Meclis yeni hükümetle çalışacaktır. İstikrar için cumhurbaşkanının da yeni Meclis tarafından yeniden seçilmesi gerektiği görüşündeyim."

Son seçimde oylar arttı
******'ün bu sözleri milletvekillerinin çoğunluğu tarafından ayakta alkışlandı ve seçime geçildi. Sonuçta 317 milletvekilinden 289'unun oy kullandığı ve ******'ün bu oyların tamamını alarak 3. kez cumhurbaşkanlığına seçildiği görüldü.
******'ün dördüncü ve son kez cumhurbaşkanlığına seçimi 1 Mart 1935'te yapıldı. 8 Şubat'taki genel seçimlerde 399 üyeli Meclise ilk kez 17 kadın milletvekili girmişti. ******, cumhurbaşkanlığına seçilmesi nedeniyle yaptığı teşekkür konuşmasında bu noktayı vurguladı.
Bu kez, cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan milletvekillerinin oranı, tabloda görüleceği gibi, öncekilere göre yükselmişti.


ATATÜRK, 'YENİ MECLİS SEÇMELİ' DEMİŞTİ.(13/04/2007) G1




ATATÜRK, FEVZİ ÇAKMAK'I İŞARET ETMİŞTİ AMA...

Celal Bayar, İsmet İnönü'yü destekledi
Cumhurbaşkanlığı için ******, kendinden sonra Mareşal Çakmak'ı düşünüyordu. Adaylığı söz konusu olan Bayar ise İnönü'nün cumhurbaşkanı seçilmesi yönünde çalıştı

ATATÜRK, 'YENİ MECLİS SEÇMELİ' DEMİŞTİ.(13/04/2007) G2
******'ten sonra İsmet İnönü de 11 Kasım 1938 ile 14 Mayıs 1950 arasında dört kez seçilerek cumhurbaşkanlığı yaptı. İlki, Mustafa Kemal ******'ün ölümü nedeniyle yapılan seçimdi.
******'ün hastalığı umutsuz şekilde sürerken, O'ndan sonra oluşacak siyasal tablo konusunda gelişmeler oluyor; açığa vurulmasa da bazı çatışmalar / çekişmeler yaşanıyordu.
Sonuçta, cumhurbaşkanlığı ibresi İnönü'den yana meylederken, bunda ****** ile İnönü arasındaki kişilik farklılığı ya da bu farklılığın birbirini tamamlayarak denge unsuru oluşturmasının önemli rol oynadığı kabul edilmekteydi. ******'ün atılgan, cesur, yaratıcı kişiliğine karşılık, İnönü'nün gerçekçi, sakin, ılımlı kişiliğinin dengeli bir bütün meydana getirdiğine siyasal çevrelerde inanılıyordu. Milli Mücadele sürecinde de İnönü zaman zaman fren işlevi görmüştü.
******'le düştüğü görüş ayrılığı nedeniyle, 1937'de başbakanlıktan istifa etmesine (daha doğrusu ******'ün isteğine uyarak ayrılmasına) karşın, Cumhurbaşkanı'na bağlı kalmıştı. İnönü'nün Milli Mücadele'deki konumu, 14 yıllık başbakanlık deneyimi, ****** devrimlerini daha iyi sürdüreceği düşüncesi de onun lehinde puan oluşturuyordu. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İnönü'ye özel sevgisi de bu konuda önemli bir etkendi.

Çakmak ve Bayar
Bütün bunları bilmesi olası "rakipler" ortaya çıkma gereğini duymadı. Akla gelen ve konuşulan güçlü adaylar Celal Bayar ve Mareşal Fevzi Çakmak idi.
******'ün, kendisinden sonra cumhurbaşkanlığı için Mareşal Fevzi Çakmak'ı düşündüğü belirtilmekteydi. ******'ün son genel sekreteri Hasan Rıza Soyak, anılarında ******'ün bu düşüncede olduğunu açıklar ve şöyle der:
"Elbette ilk akla gelen İsmet Paşa'dır. Bu ülkeye büyük, değerli hizmetler verdi, ama nedense halkın sempatisini kazanamadı, uygunu Çakmak'tır."
Durum böyleydi, ama ne Çakmak ne de Bayar aday olarak ortaya çıktı. Mareşal Çakmak uzak durdu, Başbakan Celal Bayar ise ******'ün düşüncesini etrafa yaymadan, İnönü'nün adaylığı yönünde tavır koydu.
Sonuçta, 11 Kasım 1938'de Çankırı Milletvekili Abdülhalik Renda'nın başkanlığında toplanan TBMM'de 348 milletvekili oy kullandı ve oyların tamamını alan İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı oldu.
İnönü daha sonra, CHP'nin iktidarı açık farkla kaybettiği 14 Mayıs 1950 seçimlerine kadar, tabloda görüldüğü gibi, üç kez daha cumhurbaşkanlığına seçildi.


ATATÜRK, 'YENİ MECLİS SEÇMELİ' DEMİŞTİ.(13/04/2007) G3

KAYNAK:MİLLİYET

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz